Kampus

...

Bir Damla Su, Bir Dünya Hayat

Bir Damla Su, Bir Dünya Hayat

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Çevik su kullanımına yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Suyu ihtiyaç dışı kullanırken dünyayı paylaştığımız diğer canlıların ve geleceğin düşünülmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Çevik, “Günümüz modası ekolojik yaşam olmalı.” dedi.

 

İnsanlığın suyla ilişkisinin tarih boyunca artarak devam ettiğini ifade eden Prof. Dr. Çevik,  her geçen gün artan nüfus, şehirleşme ve değişen yaşam standartlarıyla birlikte suya olan talebin daha da arttığını söyledi.

Dünya haritasına bakıldığında görülen maviliklerin sadece %2.4’ünün tatlı su olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çevik,  “Bu suyun ise %87’si buz ve kar, %13’si su şeklindedir. %13 sıvı suyun ise %95’i yeraltı suyu, %3’ü göl, nehir, dere gibi yüzey suyu, %2’si toprak nemidir. Kolaylıkla ulaşılabilir tatlı suyun toplam içindeki yeri %0.3 civarındadır. WWF’in (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye’nin Su Riskleri raporunda yer alan ‘Yerküre üzerindeki suyun tamamı 5 litrelik bir şişeye konacak olsa, biz insanların erişebileceği tatlı su miktarı, yalnızca 1 yemek kaşığına denk gelir’ ifadesi, dünyada kullanılabilir su kaynaklarının ne kadar kıt olduğunu ve suyun insanlık için en önemli maden olduğunu ortaya koymaktadır.” dedi.  

 

“Su Azlığına Sahip Ülkeler Arasında Yer Alıyoruz”

Su varlığına göre yapılan sınıflandırılmada “Su Azlığına Sahip” ülkeler arasında yer aldığımızı belirten Prof. Dr. Çevik, “2040 tahminlerinde ülkemiz “Oldukça Yüksek Su Sıkıntısı” içinde olacak ülkeler arasında yer alacak. Su kullanımı sadece su olarak kullandığımız tarafı değildir aslında. Kullandığımız her ürün için bize ulaşıncaya kadarki aşamasında su kullanımı vardır. Son dönemlerde sıkça duymaya başladığımız, bir mal veya hizmet üretmek için gerekli tatlı su miktarının tüm tedarik zinciri içindeki ölçümünü ifade eden  “Su Ayak İzi”, biz insanoğlu için çok önemli bir kavramdır. Su yönetimi Genel Müdürlüğü ve WWF’in yaptığı çalışmaya göre, ülkemizde sektörler ele alındığında %89’u tarımın su ayak izidir. Tarımda da bitkisel üretimin %80’i yeşil sudur. Yani ülkemizde gıdaya ulaşım ve ülkemiz ekonomisi için yağış önemlidir ve iklim değişiminden oldukça fazla etkileneceğiz.“ şeklinde konuştu.

 

“Tüketim Alışkanlıklarımızı Yeniden Gözden Geçirmeliyiz”

Tüketim alışkanlıklarımıza bakıldığında ise su kullanımımızın oldukça fazla olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Ürünlerin su ayak izine bakarak bunu daha iyi ifade edebiliriz. Örneğin, 1kg pamuklu kumaş elde edilmesi için 11.000 litre,  250 g’lık bir tişört için 2.700 litre suya ihtiyaç vardır. Gardırobumuzu düşündüğümüzde bireysel su kullanımımızın ne kadar yoğun olduğunu görürüz. Mutfağımızdan örnek verecek olursak; ortalama olarak 150 gramlık bir elma için 125, 1 kg domates için 200, 1 kg patates için 290, 1 kg kabak için 350 litre suya ihtiyaç vardır. Aynı durum hayvansal gıdalar için de geçerli. Ortalama olarak 1 kg dana eti için 15.400, 1 kg tavuk eti için 4.300, 1 litre süt için 1.020 litre suya ihtiyaç var. En fazla kullandığımız ekmeğin 1 dilimi için 40 litre, 1 adet A4 kağıt için 10 litre su kullanıldığını düşündüğümüzde biz insanoğlunun tüketim alışkanlıklarını yeniden gözden geçirmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.” İfadelerini kullandı.

 

“Günümüz Modası Ekolojik Yaşam Olmalı”

Evsel su kullanımı üzerine yapılan bir araştırmada en fazla su kullanımının %26.8 ile tuvaletlerde olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik, bunu  %21.7 ile çamaşır yıkama ve %16.7 ile duş almanın takip ettiğini söyledi. Prof. Dr. Çevik “Tuvalet temizliğinde kullanılan rezervuarlardaki suyun içme suyu olması ayrıca düşündürücüdür. Bir damla suyun bir dünya hayat olduğunu unutmamalıyız” dedi.