Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Türkoloji Araştırmaları Merkezi Kültür Evi’nin konuğu, ÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Arş. Gör. Dr. Duygu Tanrıverdi oldu. Arş. Gör. Dr. Tanrıverdi “Osmanlı’da Diplomasi” konusuyla ÇÜTAM katılımcılarıyla bir araya geldi.
Konuşmasına diplomasinin tanımını yaparak başlayan Dr. Tanrıverdi, söz konusu kavramı “uluslararası ilişkilerin savaşla değil de barışçıl bir yol ve araçlarla yürütülmesi” şeklinde açıkladı. Ardından Osmanlı diplomasisi üzerinde duran Dr. Tanrıverdi, Osmanlı diplomasisinin Osmanlı tarihçileri tarafından genel olarak “1793 öncesi ve 1793 sonrası” şeklinde iki bölümde incelendiğini ifade etti. 1793’ün ilk Osmanlı elçiliğinin Londra’da açıldığı tarih olduğunu belirten Dr. Tanrıverdi, Osmanlı’nın kuruluş döneminde bürokratik yapının yok denecek derecede olmasının, Osmanlı yönetiminde bulunan dar kadroyu beyliğin dış ilişkilerinin yürütülmesinde de tek yetkili durumuna soktuğunu ifade etti.
Osmanlı’da Diploması
Dr. Tanrıverdi, Osmanlıların hem siyasi irade hem de toplum nazarında itimat ve itibara sahip bulunan ulemadan Osmanlı-Anadolu Beylikleri arasındaki diplomasi alanında yararlanmayı ihmal etmediğini, bu zümreye taraflar arasındaki siyasi anlaşmazlıkların çözümünde elçi sıfatıyla önemli görevler verildiğini söyledi. Osmanlı Devleti’nin yabancı devletlere ilk ne zaman elçi gönderdiği konusunda fazla bilgi olmadığını da belirten Dr. Tanrıverdi, Osmanlı Devleti’nin Bizans sınırında varlığını hissettirdiği günden itibaren komşusu olan Bizans ile askeri mücadelelerin dışında da münasebette olduğunu ifade etti.
Osmanlı Diplomasisindeki Kaideler
Konuşmasında, Kanuni dönemine de ayrıca değinen Dr. Tanrıverdi, bu dönemde Osmanlı Devleti’nin kesin bir biçimde Avrupa güç dengelerine dâhil olduğunu belirtti. Bu dönemden itibaren Osmanlı Devleti’nin Avrupa’ya dışardan savaş açan bir devlet olmanın ötesine giderek Avrupa iç işlerine müdahale eden bir güç hâline geldiğini vurgulayan Dr. Tanrıverdi konuşmasına, Osmanlı diplomasisinde ‘Kuruluş Dönemi’nden itibaren var olan ve zamanla “kaide” hâline gelen kurallardan bahsederek devam etti. Dr. Tanrıverdi, bunlar arasında elçilerle ilgili kurallara yer verdi. Osmanlı’da elçilerin statüsünü belirleyen ana unsurun İslam dini olduğunu söyleyen Dr. Tanrıverdi, bu dönemde yabancı elçilerin misafir olarak kabul edildiklerini ve ona göre ağırlandıklarını ifade etti. Osmanlı diplomasisinde önemli görülebilecek diğer bir özelliğin, Osmanlı Devleti’ne gelen elçilerin beraberlerinde hediye getirmeleri olduğunu da hatırlatan Dr. Tanrıverdi yalnızca Osmanlı sultanları için değil aynı zamanda sadrazamlar ve diğer önde gelen devlet adamları için de pahalı ve onların beğenisini kazanacak türden hediyelerin getirildiğini söyledi. Osmanlı’daki çeşitli diplomatik uygulamalardan ve teşkilatlanmalardan da bahseden Dr. Tanrıverdi, konuşması sonunda ÇÜTAM katılımlarından gelen soruları yanıtladı.
Toplantı sonrasında katkı ve katılımlarından dolayı Arş. Gör. Dr. Duygu Tanrıverdi’ye Merkez Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik tarafından plaket takdim edildi.