Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi (ÇÜTAM) Kültür Evi etkinlikleri kapsamında, ‘cutam1996’ instagram hesabından yapılan canlı yayınlarla konusunda uzmanlar katılımcılarla buluştu.
Çukurova Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen “Türk Kültüründe Hıdırellez Kutlamaları” başlıklı konuşmasıyla Çağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ticaret ve Lojistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2030” başlıklı konuşmasıyla, Başkent Üniversitesi Atatürk İlkeleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Özcan “Adana’dan Samsun’a Direniş Ruhu ve 19 Mayıs” başlıklı konuşmasıyla, Ardahan Üniversitesi Ardahan İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceval Kaya “Eski Uygurcanın Türk Dili İçindeki Yeri” başlıklı konuşmasıyla ÇÜTAM katılımcılarıyla bir araya geldi.
Türk Kültüründe Hıdırellez Kutlamaları
Nevruz ve Hıdırellez arasındaki bazı farkları ele alarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Şenesen, Hıdırellez’in toplumsal yaşamın kökleşmesini, grup kimliğinin ifade edilmesini ve kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan sosyo-kültürel bir form olduğunu belirtti. Hıdırellez’in mevsimlik bayramlarımızdan biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şenesen, bu bayramın bugün de canlılığını koruyan önemli geleneklerden biri olduğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2030
2000’li yıllardaki en büyük kaygının yoksulluk ve açlık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Fisunoğlu, konuyla bağlantılı olarak 2015 yılında New York’ta yapılan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Toplantısı’ndan ve 2030 yılı hedeflerinden söz etti. Bu toplantıdaki hedefleri “sağlıklı ve kaliteli yaşam, yoksulluğa son vermek, nitelikli eğitim, cinsiyet eşitliği, erişilebilir ve temiz enerji, iklim eylemi, sudaki ve karadaki yaşam” vb. şeklinde sıralayan Prof. Dr. Fisunoğlu, toplantıyla ilgili ayrıntılı bilgiler aktardı. Prof. Dr. Fisunoğlu konuşmasını tamamladıktan sonra ÇÜTAM katılımcılarından gelen soruları yanıtladı.
Adana’dan Samsun’a Direniş Ruhu ve 19 Mayıs
19 Mayıs’ın, Türk milletinin küllerinden yeniden doğuşunun ilk günü olduğunu ifade eden Doç. Dr. Özcan da konuşmasında, Atatürk’ün 140. doğum yılını ve Türk milletinin küllerinden yeniden doğuşunun 102. yılını kutladığını ifade etti. Atatürk’ün tarihte yaptıkları kadar tarihe düştüğü notlarda da gerekli özeni gösterdiğini vurgulayan Doç. Dr. Özcan, Ulu Önder’in 19 Mayıs 1919 tarihinden sonrasını Nutuk’a yazdığını hatırlattı.
Eski Uygurcanın Türk Dili İçindeki Yeri
Uygurcadan, Uygurcanın Türk dil tarihi içindeki yerinden ve Uygurca eserlerden bahseden Prof. Dr. Kaya, Göktürk Devleti’ni 745 yılında yıkan Uygurların, 745-840 yılları arasında şimdiki Moğolistan merkezli Ötüken’de bir Uygur Devleti kurduğunu ve bu devletin Kırgızlar tarafından yıkıldığını söyledi. Uygurlardan hareketle Maniheizm ve Budizm gibi dinleri de ele alan Prof. Dr. Kaya, Budizm’in Pakistan, Afganistan, İran ve Çin üzerinden geldiğini, Uygurların Budizm’i Sogdlardan aldığını dile getirdi. Konuşmasının devamında Budizm’e ait Uygurca eserlere de yer veren Prof. Dr. Kaya, 19. yüzyılın sonunda Orta Asya’da Avrupalıların Sanskritçeye ait çok eski bir metin bulduklarını ve sonrasında 20. yüzyılın başlarında bu bölgeye Alman, Fransız, Rus, İsveç, Japon ve Çin araştırmacıların geldiğini ifade etti.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. A. Deniz Abik ve Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Bilal Erdem Dağıstanlıoğlu konuşma sonrası canlı yayın konuklarına, katkı ve katılımlarından ötürü teşekkürlerini sundular.